ASLIHAN ALTAY KARATAŞ/ANKARA- Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, şunları ifade etti:
ERMENİSTAN’A ÇAĞRI: Kıbrıs Türkü’nü ambargolarla haklı davalarından döndürmeye çalışanların Kafkasya’da yeni oyunlar peşinde koştuğuna şahit oluyoruz. Kimi batılı güçler Karabağ Savaşı’yla birlikte bölgemizde artık yepyeni bir dönemin başladığını halen idrak edemiyor. Ermenistan’ı yıllarca kışkırtarak bu coğrafyada yaşayan tüm insanların acıları, sıkıntıları ve kavgaları üzerinden kendilerine rant devşirenler aslında en büyük zararı Ermenilere verdiler. Batılı ülkeler tarafından gönderilen hiçbir silah ve mühimmat kalıcı barış ortamının sağlayacağı huzurun yerini tutamaz. Ermenilerin 30 yıl sonra ortaya çıkan barış fırsatını yine farklı hülyalara kapılarak boşa harcamamaları en büyük temennimizdir. Bir kez daha Ermenistan’a Azerbaycanlı kardeşlerimizin uzattığı barış elini tutması çağrısında bulunuyorum.
DEVLET TERÖRÜ: Gazze’de 7 Ekim’den beri tam anlamıyla vahşet, bin yıl önceki Haçlı işgalinde, 2. Dünya Savaşı’nda yaşananları aratmayan bir gaddarlık sergilenmektedir. İsrail yönetimi askeri ve silahlı sivilleri ile bir atışta iki ölü diyerek hamile kadınları daha doğmamış bebekleriyle katletmekle övünen bir cinnet hali içindedir. Çocukları, daha ağzı süt kokan sabileri, onların anne ve babalarını, yaşlı erkekleri tanklarla bombalayarak, üzerine mermi yağdırarak öldürmenin adı savaş değildir, bunun adı barbarlıktır, eşkıyalıktır, bunun adı devlet terörüdür. Netanyahu İsrail halkı nezdinde tamaman yitirdiği itibarını hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalayarak yeniden kazanma çabasındadır. Dünya, İsrail’in hastanelere yönelik saldırılarını sessizce seyretti. Hatta savaş hukukunun açık ihlali olan hastane saldırılarına, ‘İsrail’in kendini savunma hakkı’ diyerek destek veren ülkeler de gördük.
ATOM BOMBASI TEHDİDİ: 11 uçak dolusu malzeme ile bir sivil insani yardım gemisini Mısır’a gönderdik. Gazzeli kardeşlerimiz için 800 tona varan malzemeyi bölgeye sevk etmiş olduk. Aralarında kanser tedavisi görenlerin de yer aldığı toplam 88 hastayı 61 refakatçisiyle birlikte ülkemize getirdik. Biz Türkiye olarak Gazze’de akan kanın durması için seferber olmuşken, batılı ülkelerin vicdansızlığını yüzümüz kızararak takip ediyoruz. İsrail işgal güçleri, her gün kadın, çocuk, gazeteci, doktor, yaşlı, sivil demeden masumları katlediyor ama Avrupa’sından Amerika’sına hiçbir ülkeden en küçük bir tepki dahi gelmiyor. Çocuklara, kadınlara ve yaşlılara karşı, atom bombası atma tehdidi dahil, modern savaş araçlarının tamamını kullanan İsrail ve onu destekleyen herkes, sadece tarih önünde değil, insanlık vicdanı nezdinde de yargılanacaktır.
KULAK TIKADILAR: İspanya gibi bir iki vicdan sahibi ülkeyi dışarıda bırakırsak, batılı kurum ve kuruluşlar Gazze’den yükselen feryatlara kulaklarını tamamen tıkadılar. Ateşkes sözcüğünü kullanmaktan bile çekinen bir ürkeklikle, daha doğrusu korkaklıkla karşı karşıyayız. Holokost utancı Avrupalı liderleri adeta esir almış durumda. Sadece yöneticiler değil, batılı entelektüeller, basın kuruluşları ve insan hakları örgütleri de aynı şekilde İsrail’i aklamanın peşinde. İsrail yönetimi de Holokost’u Filistinlilere yönelik soykırıma varan saldırıların kalkanı olarak kullanıyor. İsrail ateşkes çağrısı dahil, her türlü tepkiyi anti-semitizm parantezine alarak anında boğmaya çalışıyor. Buna Almanya’ya gerçekleştirdiğim son seyahatte bir kez daha üzülerek şahit oldum.
BORÇ ÖDÜYORLAR: Tabii İsrail’in ne kadar uğraşırsa uğraşsın, anti-semitik yaftası vuramayacağı tek ülke Türkiye’dir. Çünkü Türkiye’nin ne uzak ne yakın geçmişinde böyle bir utanç lekesi göremezsiniz. Konuşurken rahatım, niye rahatım? Bizim borucumuz yok, ama bunların hepsinin İsrail’e borçları var. Onlar borç ödüyorlar sıkıntıları burada.
NÜKLEER SİLAH İTİRAFI: Irak’ta nükleer silah arayanların, İsrailli bakanların kameralar önünde sarf ettiği atom bombası itirafı karşısında tek cümle kurmamaları da ibretlik bir durumdur. Öyle ki İsrail, nükleer silaha sahip olduğunu açıkça ikrar ve itiraf ediyor. Fakat bu konuda ne BM Güvenlik Konseyi ne Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı herhangi bir inceleme başlatmıyor. Nükleer silah meselesi öyle meskut kalınacak bir konu değildir. Bugün İsrail’e ses çıkarmayanların yarın başka ülkelere söyleyecek hiçbir sözü olamaz. Malumun ilanı olarak gördüğümüz İsrail’in nükleer silahları meselesinin unutulmasına ve unutturulmasına Türkiye olarak izin vermeyeceğiz. Riyad Zirvesinde ülkemizin gayretleri neticesinde illegal yerleşimcilerin terörist olarak tanımlanması ve savaş suçlarının takibi konularıyla birlikte nükleer silahlar hususunda da önemli kararlar aldık. Önümüzdeki dönemde her iki meseleyi gündemde tutmaya devam edeceğiz.
‘Afetzedelere destek ödemesi’
DEVLET YANLARINDA: Türkiye olarak iklim değişikliğine bağlı ortaya çıkan çevre sorunlarından tüm dünya gibi biz de olumsuz etkileniyoruz. Yaşadığımız sel, fırtına ve su baskınları bunlardan sadece birkaçıdır. Dün 9 insanımız vefat etti, 52 vatandaşımız yaralandı. 7 bin personelimizin hızlı müdahalesi neticesiyle 110 insanımızı kurtardık. Vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum. Devletimiz afetzede kardeşlerimizin yanındadır. Zarar tespit çalışmalarımız hızla tamamladıktan sonra destek ödemelerini yapacağız.
TERÖR KORİDORUNU PARÇALADIK: Yılbaşından bu yana 2 bin teröristi etkisiz hale getirdik. Son terörist ülkemiz için tehdit kaynağı olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadeleyi devam ettireceğiz. Terör koridorunu operasyonlarla parçaladık. Gerektiğinde yeni operasyonlarla bu alçak ve sinsi planları da sahiplerin başına geçirmekte kararlıyız.
A Milli Takım’a tebrik
TARİHİ GALİBİYET: Berlin Olimpiyat Stadı’nda oynanan Euro 2024 hazırlık maçında Almanya karşısında tarihi bir galibiyete imza atan A Milli Futbol Takımımızı tebrik ediyorum. Millilerimiz deplasmanda 72 yıl sonra gelen 3-2’lik skorla hepimize hem büyük bir sevinç hem de tarifsiz bir gurur yaşattılar.
‘Togg 12 bin teslimat yaptı’
KÜRESEL REKABET: Kazakistan dönüşü açılışını yaptığımız Ford Otosan Yeniköy fabrikası toplam 3 bin 500 kişiye istihdam kapısı olan önemli yatırımdır. Otomotiv sektörümüz Türk ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürüyor. Bu sektörde dünyanın 13. en büyük otomotiv üreticisi konumundayız. Togg’un üretimi ve satışa başlamasıyla kendi markamızla küresel rekabetteki yerimizi aldık. Her aşamasını yakından takip ettiğim bu projenin hayata geçmesiyle ‘Türk araba yapamaz, fabrikada üretim bandı yok, vatandaş bunu almaz’ diyenleri, bundan 60 yıl önce Devrim otomobilini garaja mahkum edenlerin bugünkü uzantılarını hüsrana uğrattık. Birilerinin ‘Bunun fabrikası nerede?’ diyerek aklınca dalga geçtiği Togg, 12 bin teslimat yaptı.