İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği Vefa Ödülleri Töreni’nde konuştu; “Açık söyleyeyim Cumhuriyet Halk Partili olmam ve az önce bahsettiğim gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e derin bir vefa duygusuyla bağlı olmak benim asla vazgeçmeyeceğim şiarımdır. Onun kurduğu Cumhuriyeti, aziz vatanı, kayıtsız şartsız beklemeden sevmek büyük bir özel bir vefa bağlılığı demektir” dedi.
Beylikdüzü Belediyesi’nin bu yıl 6’ncısını düzenlediği Vefa Ödülleri Töreni, İstanbul Kongre Merkezi’nde yapıldı. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek ve Sevgi Kılıç, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile çok sayıda partili ve dernek temsilcisi katıldı.
Törende konuşan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“CHP BÜNYESİNDE OLMAK ELBETTE GÜÇLÜ DUYGULAR GEREKTİRİR”
“Özel bir buluşmayı çok değerli kıldınız. Vefa çok değerli bir kavram. Bence Vefa kurumsallaşmayı kurumları daha güçlü kılmayı sağlayan en özel duygu. Bu yönüyle Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde siyasetle uğraştığım zaman diliminin 15 yılını bitirmiş durumdayım ve 15 yıl bittiği dönem içersinde her zaman yaptığımız her işin sonrasında işin içinde olan herkese teşekkür etmeyi, onlara minnet duygularımı iletmeyi hiç ihmal etmemeye çalıştım ve beni çok daha güçlü ve çok daha özenli kıldı. Bu yönüyle uzun soluklu siyasi yolculuğun daha güçlü olabilmesi için dostluğun, sevginin, dayanışmanın çok önemli olduğunu bilen birisiyim. Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde olmak elbette ki güçlü duygular da gerektirir. Çünkü bu parti ülkemizin kurucu partisi. Bu partinin kurucusu da ülkemizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk. Dolayısıyla biz çok daha özenli davranmak, çok daha kurumsal gücü büyütmek yönünde adımlar atmakla da yükümlüyüz.
“ATATÜRK’E DERİN BİR VEFA DUYGUSUYLA BAĞLI OLMAK BENİM ASLA VAZGEÇEMEYECEĞİM ŞİARIMDIR”
Tabii vefa bir insanın, toplumun geçmişine ve değerlerine duyduğu güçlü bağlılık sayesinde geleceğe doğru emin adımlarla yürümesini de sağlar. 2016’da böylesi bir süreci başlatmayı ilk düşünce olarak masaya koyduğumuzda dün gibi hatırlıyorum değerli dostlarımla, özellikle sevgili Süleyman Çelebi ve o dönem ilçe başkanımız Sayın Turan Taşkınözer, diğer dostlarımızla oturup konuştuğumuzda böylesi bir duygunun ve bizim içimizdeki birçok arkadaşımızın daha güçlü çalışmaya, daha fazla motive etmeye sevk edeceğini konuşmuştuk. Bunu da açıkçası o günden bugüne ilçemiz yaşıyor ve yaşatıyor. Şimdi tabii benim İstanbul’da görev almamın bu süreci biraz daha farklı bir seviyeye taşımış olması beni de ayrıca gururlandırıyor. Tabii hafızayı güçlü tutmak taze tutmak çok da değerli. Böylesi bir akışı sağladığınızda dünden bugüne gelen çok kıymetli isimler yarınlara dönüp de partimizi çok daha özel bir sürece taşıyacaktır. Açık söyleyeyim Cumhuriyet Halk Partili olmam ve az önce bahsettiğim gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e derin bir vefa duygusuyla bağlı olmak benim asla vazgeçmeyeceğim şiarımdır. Onun kurduğu Cumhuriyeti, aziz vatanı, kayıtsız şartsız beklemeden sevmek büyük bir özel bir vefa bağlılığı demektir.
“CHP’Lİ OLMAK HER TÜRLÜ GÖREV VE SORUMLULUĞA KAYITSIZ ŞARTSIZ KOŞMAYI GEREKTİRİR”
“Şunu da söyleyelim Atatürk, ömrünü, milletine vefa borcunu ödemekle geçinmiş. Dehşet bir vatansever, emsalsiz bir kahramandı. Onun partisine, onun partisi içinde bulunan hiç kimseye vefasızlık asla ve asla yakışmaz. Bizler siyaseti bu ülkeye, bu millete vefa borcumuzu ödemenin bir yolu olarak görürüz öyle yaparız. O nedenle nice partiler gelir geçer Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayakta kalır Dimdik ayakta. Cumhuriyet Halk Partili her zaman herkesten çok çalışmayı da gerektirir. Çalışmanın çok değerli olduğunu bilen birisiyim. Çalışkan olmanın, partimiz için olmazsa olmaz ve vazgeçilmez temel prensibi olduğunu da buradan paylaşmak isterim. Zira partimizin de ülkemizin çıkarı için durmadan, yorulmadan, çalışmak ancak ve ancak o zaman başarıya ulaşmak mümkün olabilir. Cumhuriyet Halk Partili olmak her türlü görev ve sorumluluğa kayıtsız şartsız da koşmayı gerektirir. Koşmayı gerektirir ve koşmakta zorundayız. Cumhuriyetimiz, yurdumuz, halkımız için, görevden göreve koşacağız. Ne zaman ihtiyaç olursa, nerede, nasıl bir koşuya, nerede, nasıl bir emeğe, nerede nasıl bir mücadeleye gerek var ise o yönde o mücadelenin en önde koşan neferi olma çabasını ben kendime ayrıca ilave bir şiar olarak da edindiğimi ifade edeyim.
” ATATÜRK’ÜN PARTİSİNE BORCUMUZU ANCAK BÖYLE ÖDEYEBİLİRİZ”
Bu yönüyle asla ve asla kim ne kadar koşuyor bakmadan kendi emeğini en güçlü seviyede ortaya koymanın Cumhuriyet Halk Partili her bireyin ortaya koyması gereken bir karakter olduğunu da düşünmekteyim. Atatürk’ün partisine borcumuzu ancak böyle ödeyebilir, refahımızı da ancak böyle gösterebiliriz. Bu duyguları hisseden gereğini yerine getiren büyük Cumhuriyet Halk Partisi ailesinin tüm üyeleriyle birlikte kutluyor, yürekten hep birine teşekkür ediyorum. Vefa ödüllerine layık görülen, partimizin çok değerli, çok kıymetli isimlerini yürekten kutluyorum. Burada onlarla olmaktan da büyük onur duyuyorum. Yöneticilerimiz, siyasetçilerin, vefasızlığı dolayısıyla tek bir vatandaşın bile kalbinin sevgi dolu çok mutlu bir ülke diliyorum. Umuyorum bunu başaran, bu adımları bize attıran yine hep birlikte bu başarının bir parçası olacağımızı düşündüğüm Cumhuriyet Halk Partisi olur.”