Merdiven altı zayıflama iğnelerindeki kontrolsüz tehlike

Zayıflama İğneleri Kontrolsüz Kullanım Tehlikesi ile Karşı Karşıya

Diyabetle mücadele ve obezite tedavisinde kullanılan zayıflama iğneleri, yan etkilere yol açabilir. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen, bu iğnelerin merdiven altı satışının artış gösterdiğini belirtti. Soğuk zincirde muhafaza edilmesi gereken bu iğnelerin kontrolsüz kullanımının sağlık risklerini beraberinde getirdiğini ifade etti.

Zayıflama İğneleri Sağlık Tehlikelerine Davetiye Çıkarıyor

‘Zayıflama iğneleri’ olarak bilinen GLP-1 reseptör agonistleri, doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Ancak, bu iğneler reçetesiz ve denetimsiz bir şekilde kullanıldığında ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Prof. Dr. Sait Gönen, zayıflama iğnelerinin kontrolsüz kullanımının kalp krizinden böbrek yetmezliğine kadar birçok sağlık riskini beraberinde getirebileceğine dikkat çekti.

“Zayıflama İğneleri Sihirli Değil”

Prof. Dr. Gönen, obeziteyle mücadelede zayıflama iğnelerinin tek başına yeterli olmadığını ve metabolizmayı yavaşlatan nedenlerin araştırılması gerektiğini vurguladı. Kozmetik amaçla değil, sağlık amaçlı kullanılması gereken bu iğnelerin doktor kontrolünde kullanılması önem taşımaktadır.

Kara Borsa Satışı Artıyor

Merdiven altı satışlarının ABD’de olduğu gibi ülkemizde de artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Gönen, zayıflama iğnelerinin bilinçsizce kullanımının sağlık risklerini artırdığını ifade etti. Bu iğnelerin doktorlar tarafından önerilmediği sürece kullanılmaması gerektiğine dikkat çekti.

“Hekimler ve Hastalar Dikkatli Olmalı”

Kilo verme endişesiyle hekime başvuran hastaların, zayıflama iğnelerinin yan etkileri konusunda bilinçlenmeleri gerektiğini belirten Prof. Dr. Gönen, bu iğnelerin kozmetik amacıyla değil, sağlık amacıyla kullanılması gerektiğini vurguladı.

“Sağlık Bakanlığı’nın Yeterli Adımı Yok”

Prof. Dr. Sait Gönen, Sağlık Bakanlığı’nın obeziteyle mücadele konusundaki adımlarını destekledi ancak bu adımların yeterli olmadığını belirtti. Beden kitle indeksi konusundaki uygulamanın yanında, yaşam tarzı değişikliklerine odaklanılması gerektiğini ifade etti.

Related Posts

Kesilen karpuz 2 saat içinde tüketilmeli

Yazın vazgeçilmezi karpuz, doğru tüketilmediğinde sağlığı tehdit edebiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, “Karpuzun kabuğu bakterilerle dolu olabilir, kesmeden önce mutlaka yıkanmalı” uyarısını yaptı. Göral, karpuzun kesildikten sonra en fazla 2 saat içinde tüketilmesi gerektiğini belirterek karpuz kaynaklı zehirlenmelerde bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş gibi belirtiler görülebildiğine işaret etti.

Buz da besin zehirlenmesi olur mu ?

Buz da besin zehirlenmesi olur mu ?  Yaz aylarında soğuk içecek tüketiminin arttığını belirten uzmanlar, içeceklere konulan buzların besin zehirlenmesine neden olabileceğini söylüyor.

Yüzünüzdeki lekeler lupus belirtisi olabilir! Pek çok organı etkileyebiliyor

Halk arasında kelebek hastalığı olarak adlandırılan lupus, bağışıklık sisteminin vücudu hedef alarak pek çok organı etkileyebildiği kronik bir rahatsızlık. Uzm. Dr. Füsun Topçugil, lupusun düşündüğünüzden daha yaygın olduğunu belirterek, “Lupus hastalığı bulaşıcı değildir. Ancak erken fark edilmezse, etkileri ciltle sınırlı kalmayıp böbrekler ve kalp dahil olmak üzere birçok organı etkileyebilir” diyor.

Baş ağrınızın sebebi klima olabilir! Bir tedavisi yok ama korunmak mümkün

Yaz aylarında serinlemek için kullanılan klimaların, yanlış kullanıldığında sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, yaz aylarında sıklıkla görülen klima çarpması sorununa değinerek, korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemesi “tetkik kısıtlaması” getirdi: TTB’den “Hekim bağımsızlığına darbe!” tepkisi geldi!

“Hangi branştan olursa olsun bütünlüklü bir değerlendirme yapmak her hekimin hem görevi hem sorumluluğudur”

Kalp krizi riski herkese eşit değil

Kolesterolü yüksek olan herkes aynı riski taşımıyor. Kolesterol testleri çoğu zaman eksik bilgi veriyor. Gerçek riski belirlemek için trigliserit, HDL ve bel çevresine de bakmak gerekiyor. Kan tahliliniz “normal” çıksa bile kalp krizi riski taşıyor olabilirsiniz. Çünkü total kolesterol değeri, partikül boyutu, insülin direnci ve bel çevresiyle beraber değerlendirilmelidir.