İspanya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, bakanlar hakkındaki “asılsız iddialar” reddedildi ve büyükelçilik “yanlış bilgi yaymakla” suçlandı.
İspanya gibi demokrasilerde herhangi bir siyasi liderin ve parti temsilcisinin görüşlerini özgürce ifade edebileceği vurgulanan açıklamada, çatışmaların başladığı zamandan bu yana hükümetin “Filistin halkını, Hamas terörist grubundan ayırma ihtiyacını defalarca dile getirdiği, Gazze’deki sivillerin korunması ve temel ihtiyaçların sağlanmasının zorunlu olduğunu” aktardığı belirtildi.
Açıklamada, bölgede barış ve istikrarın kesin olarak sağlanmasının tek yolunun iki devletli çözüm olduğuna işaret edildi.
İsrail Büyükelçiliğin suçlamaları, İspanya Sosyal Haklar Bakanı görevini vekaleten yürüten Ione Belarra’nın, İsrail’in Gazze’de “planlı bir soykırım yürüttüğünü” ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “savaş suçu” işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanması gerektiğini söylemesinin ardından geldi.
BELARRA: “BU SOYKIRIMI KINAMAK DEMOKRATİK BIR YÜKÜMLÜLÜKTÜR”
Dün İsrail Büyükelçiliğinin X hesabından, “Hamas terörizminin yanında yer almaya karar veren İspanyol hükümetinin bazı üyelerinin yaptığı ahlaksız açıklamaları şiddetle kınadığı” paylaşımı yapılmıştı.
Büyükelçilik, bu açıklamaların “İspanya’daki Yahudi toplulukların güvenliğini tehlikeye attığı ve onları anti-Semitik saldırı riskine maruz bıraktığını” savunarak, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’den söz konusu açıklamaları “kesin bir dille” kınamasını talep etmişti.
İspanya Sosyal Haklar Bakanı görevini vekaleten yürüten Belarra ise yapılan bu açıklamaya, X’te şu yanıtı vermişti:
“(İsrail) Hükümeti Gazze Şeridi’nde savaş suçları işlemekte, kitlesel bombardımanlar yapmakta, su ve elektrik kesintileri uygulamakta, insani yardımların girişine izin vermemektedir. Bu soykırımı kınamak ‘Hamas’ın yanında yer almak’ değil demokratik bir yükümlülüktür. Sessizlik, terörle suç ortaklığıdır.”
İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMASI
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı.
Gazze’den düzenlenen saldırılarda 299’u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in saldırılarında Gazze’de 2 bin 778 kişinin öldüğünü, 10 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria’da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 61 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
İsrail’in saldırılarında ayrıca 11 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırında 8 Ekim’den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çıkan çatışmalarda ise şu ana kadar 3 sivil ile 4 Hizbullah milisi ve 2 Filistin İslami Cihad Hareketi üyesi öldü.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri hayatını kaybetti.