Cumhur İttifakı’nın İBB Başkan adayı Murat Kurum, Kanal 24 ve Radyo 24’ün Seçim Özel Yayını’nda konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin (DEM Parti), İstanbul İl Seçim Kuruluna, Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayının evraklarını son dakika vermesine yönelik konuşan Kurum, “Gelinen süreçte yetiştirdi, yetiştiremedi, önce verdi, veremedi söylemleri. Acaba seçime girsek mi, girmesek mi gibi bir irade görüyoruz karşımızda. Yüksek Seçim Kurulu da başvurularını onayladı. Tabii nereden talimat aldıklarını çok iyi biliyoruz. Bu manada işte kent uzlaşısı içerisinde olup da farklı farklı ittifaklar içerisinde yine süreci yürütmeye çalıştıklarını da tüm milletimiz görüyor, İstanbullular da görüyor.” diye konuştu.
Kurum, CHP ve DEM Parti arasındaki “kent uzlaşısı”na da değinerek, şunları kaydetti:
“Burada Kandil’in talimatlarıyla hareket ediyorlar. Bir bakıyorsunuz bir aday çıkıyor, ondan sonra gelen bir talimatla adayı hemen değiştiriyorlar. Ama onların hangi ittifakta olduğu bizi ilgilendirmiyor. Biz işimize bakacağız. ‘Kent uzlaşısı’nı daha önceki seçimlerde de farklı isimlerle, ‘şehir uzlaşısı’ adı altında yaptılar biliyorsunuz. Bildiğim tek şey İstanbul’un sorunları, İstanbul’un problemleri ve İstanbul’un beklentileri. Deprem riski şu anda, onların yapacağı uzlaşıdan daha kıymetli. Oradaki beklenti, kirli oyunlar, kapı arkasında yapılan pazarlıklar günbegün ortada. Bunu biliyoruz, saklamalarına gerek yok. Adına başka bir isim koymalarına da gerek yok. Aleni olarak gidip deyin; ‘Biz burada ittifak yapıyoruz.’ Bunu da diyemiyorsunuz, neden? Niye çekindiğiniz bir ittifakı yapıyorsunuz? Dolayısıyla bunlar aynı söylemlerle, Kandil’den bir talimat alıyorlar. O talimat çerçevesinde oradaki ittifak tarif ediliyor. Düşünebiliyor musunuz? Kandil bunlara ne yapması gerektiğini tarif ediyor ve bunlar da ona uyuyor.”
“İBB PARA VERDİĞİMİZ AFİŞLERİ KALDIRIYOR”
Parasını ödedikleri billboardlara İBB’nin zabıta gönderip kendi reklamlarını yapıştırdıklarını kaydeden Kurum şöyle devam etti;
“Hani nerede demokrasi? Hani nerede hak? Hani nerede adalet? Sizin demokrasi anlayışınız bu mu ya? Öyle bir telaşlandılar ki ne yapacaklarını bilmiyorlar. ‘Nasıl bu işi perdeleyelim’, ‘nasıl gündemi farklı gündemler peşine çekelim’ bu çaba içerisindeler. Ne yaparlarsa yapsınlar, kiminle ittifak yapıyorlarsa yapsınlar biz bu seçimi farkla alacağız. Ve demokrasi neymiş, hak neymiş, hukuk neymiş, adalet neymiş biz 1 Nisan sabahı geldiğimizde bütün İstanbul’a bunu göstereceğiz. Herkesi kucaklayan, herkesi o yönetim anlayışı içerisinde sahiplenen, kimseyi ötekileştirmeyen; dili, dini, ırkı, inancı, mezhebi ne olursa olsun kucaklayan yönetim anlayışını; İstanbul’u sahiplenen, İstanbul’daki o deprem riskini ortadan kaldıracak, trafik çilesini bitirecek anlayışı inşallah 1 Nisan sabahı Saraçhane’de tüm İstanbullularla birlikte göstereceğiz.”
